13.1.11

Roksan Kunter ile röportaj

Roksan Kunter, Roksan Kunter biyografisi, Roksan Kunter kim, Roksan Kunter hakkında, Roksan Kunter kimdir, Roksan Kunter resimleri,Hanedan'ın en genç torunu, Hanedan'ın en genç torunu Roksan Kunter,Hanedan'ın en genç torunu Roksan Kunter ile röportaj, İşte Aktüel dergisi haberleriyle gündem yaratmaya devam ediyor. Dergi son sayısında da Osmanlı Hanedanı’nın en genç üyesi Roksan Kunter’le ses getirecek bir söyleşi yaptı. İşte o röportaj!

Adı Roksan Kunter. Osmanlı hanedanının son üyelerinden Osman Nami Osmanoğlu’nun torunu… II. Abdülhamit’in ve Hürrem Sultan’ın soyundan gelen ve kusursuz bir eğitim gören bu genç kız, aynı zamanda basketbol sahalarının efsane ismi Erman Kunter’in de çocuğu. Ve eski bir basketbol oyuncusu… Televizyonda spor programları da sunan Roksan, bugünlerde dizi ve sinema oyunculuğuna hazırlanıyor.
Deden Osman Nami Osmanoğlu’un cenaze töreninde çekilen fotoğraflarınla medyanın gündemine oturdun ve deyim yerindeyse ünlendin...
Ünlendim demeyelim de dikkat çektim, diyelim.
Bu olaydan önce de SkyTürk’te program sunuyor muydun? Evet, ama çok yeniydim. Röportaj yapıp yardımcı moderatör olarak çalışıyordum. İletişim okumuşsun, Bilgi Üniversitesi’nde… Medyaya ilgin nereden geliyor? Önce Fransa’da, yine iletişim üzerine bir yüksekokula devam ettim. Sonra buraya gelince programcılık üzerine öğretim gördüm. Ekran önünü hiç düşünmüyordum aslında. Aynı sınıfta okuduğumuz çok yakın bir arkadaşım sunuculuk yapıyordu, Ayşe Eşmeli… Kamera tekniklerini öğrenirken kendi aramızda amatörce sunuculuk denemeleri yaparken, Ayşe “Ekrana ne kadar yakışıyorsun, neden düşünmüyorsun?” dedi. Benim de kamera fobim vardır, oyunculuktan gelen… Röportaj filan verirken bile sıkılırdım.


Hem oyuncu olup hem kameraya öcü muamelesi yapmak nasıl bir fobi çeşididir acaba?
Oyunculuk derken basketboldan söz ediyorum.
Bağışlayınız sultanım, aklımız fikrimiz dizilerde kalmış… Doğru ya aslında basketbolcusun. Hangi takımda oynadın?
Galatasaray A Takımı’nda. Alt yapıdan yetiştim aslında. Sonra basketbol ile ilgili bir programa ilgi duydum. Bir tanıdık ile kanala gittim, hemen maç sonrası röportaj görevi verdiler, böylece başlamış oldum.
Gelelim şu hanedan meselesine... “Okulda tarih dersinde İkinci Abdülhamit’in hayatı anlatıldığı zaman rahatsız oluyordum” demişsin. Tamamen yanlış anlaşılmış. Ben ailemle hep gurur duydum. Çok yakın arkadaşlarım dışında önceleri kimse bilmezdi zaten. Ben esas Erman Kunter’in kızı olduğum için, okulda filan parmakla gösteriliyordum.
“Çekingen bir kişiliğim var”
Bu boy, bu pos ve bu hoşlukla kimsenin kızı olmasan da göze çarparsın maşallah
Teşekkür ederim. Dediğim gibi çekingen bir kişiliğim var. Hiçbir zaman ben şunun kızıyım, bunun torunuyum diye gezmem mümkün değil. Ayrıca öyle de yetiştirilmedik. Evde hiçbir zaman bize, “Sen Osmanlı torunusun, ayrıcalıklısın filan” denmedi. Tam tersi “Sen Roksan Kunter’sin ona göre davranacaksın” dediler.

Şimdi bir de tabii cinayetler var... Kendi oğullarını, torunlarını öldürtüyorlar. Ailen ne diyor bu konuda?
İnanır mısın, bunların yorumları aile içinde hiç konuşulmamıştır. Ama belki bugün de aynı şeyler oluyordur. O günlerde daha meşru ve göz önünde yapılıyormuş her şey. Son dönemlerde gizli devlet, derin devlet adı altında yapılanlara tanık olmadık mı? Sadece bizde değil, dünyanın pek çok yerinde aynı. Bunu en güzel örneği Prenses Diana olayı… Kızı ortadan kaldırdılar.


Benim kafam biraz karışık bu konuda. Tam olarak İkinci Abdülhamit ile ilişkin nedir?
İkinci Abdülhamit’in kızı Ayşe Sultan var. Ayşe Sultan’ın oğlu benim dedem Osman Nami Osmanoğlu. Dedemin eşi büyükannem Rotraud Müşfika Nami Osmanoğlu… Dedem bir Almanla evlenmiş anlayacağınız. Büyükannem bu işleri çok araştırmış, elinde pek çok yayınlanmamış belge var. Ayşe Sultan’ın mektupları var mesela…
Bir araştırmaya gidip bütün bunları bir kitapta toplamayı düşünüyorum.
İsmin de çok ilginç…

Roksan nereden geliyor?
Rokselan’dan…
Tuzak soruydu. Bilmiyorum deseydin yanmıştın… Rokselan, Hürrem Sultan’ın asıl adı. Hürrem senin büyük büyük babaannen oluyor bu hesaba göre.
Evet… Rokselan, Ukraynalı birpapazın kızıymış…
Sonra Osmanlı haremine geliyor, Hürrem Sultan oluyor ve ortalığı allak bullak ediyor… Evet biraz ortalığı karıştırmış… Galiba fazla karıştırmış. Hürrem Sultan’dan başlayarak imparatorluğu kadınlar idare etmiş. Bana göre diğerlerine örnek olmuş. Kösem Sultan, Safiye Sultan, Mihrimah Sultan diye gidiyor olay… Bunların hepsini benden iyi biliyorsundur herhalde. Ben daha çok babamdan dinledim. Merak edip sorardım, o da anlatırdı…
İki yüzyıla yakın bir kadın hükümranlığı var. 15-16 yaşlarındaki çocuklarını tahta çıkarıp kendileri geriden yönetmişler Osmanlı’yı. Bu kadın gücünü nasıl değerlendiriyorsun?
Kadınların dominantlığı biraz da akıl oyunları herhalde… Ufak tefek oyunlar yapıyorlar.
Nasıl ufak tefek! Hürrem nenen, Kanuni gibi bir padişahı parmağında oynatan kadın!
İşte aklını, güzelliğini ve zekâsını kullanarak becermiş.
“Oyunculuk dersi alıyorum”


Hanedan soyundan gelmenin, bizim gibi aciz bedenlerin asla anlayamayacağı zorlukları nelerdir?
Estağfurullah, ben kendi adıma hiçbir sorun yaşamadım…
Ya avantajları!
Öyle bir şey de yok… Normal bir insan gibi büyüdüm. Zaten fazla bilinmiyordu, rahattım… O cenaze olmasaydı diyorsun… Evet dedemin cenazesinde dikkatleri çektim. O güne kadar sadece yakın çevrem bilirdi. Benden büyük arkadaşlarım sorarlardı sadece, “nasıl büyüdünüz, evde neler oluyordu” diye…

Nasıl büyüdün? Dadılar siyahî lalalar filan?
Yok canım. Normal bir çocuk ve genç kız gibi. Zaten annemler de dadılarla büyümemişler.

Basketbol merakın nereden geldi?
Tabii babamdan… Doğduğum günden beri basket sahalarındayım. Şu dünyada en iyi yaptığım şey basketbol oldu.

Peki neden bıraktın?
Babam Fransa’da bir takımı çalıştıracaktı. Onunla birlikte gittim. Bir yıl Fransa’da 1. Lig takımında oynadım, sonra Lyon’a taşınınca orada istediğim gibi bir takım bulamadım. Bu arada babam önce üniversite bitecek diye ısrar ediyordu. Sporla birlikte yürütmem de güçtü…

Basketbol gibi maalesef daha az izlenir bir program yerine neden futbol sunmayı düşünmedin?
Şöyle düşün; basketbol benim her şeyim. Televizyonun da eğitimini görmüşüm. En çok sevdiğim iki işi birarada yapmamdan daha doğal ne olabilir?
Dönelim yine Hürrem ninene… Muhteşem Yüzyıl dizisinde oynaman söz konusu olmuş…O rol başlangıç için çok fazlaydı. Oyunculuk tecrübem yok hiç. Şimdi başka bazı teklifler var. Ayrıca oyunculuk ve diksiyon dersleri almaya başladım.
Yani azimlisin bu konuda...
Gelecek planlarım arasında oyunculuk da var. Basketbol oyunculuğundan, sinema oyunculuğuna…


Peki denk diye soralım. Kadın olmak nasıl bir şey?
Zor bir şey galiba… Ama güzel bir kadın olmak, biraz daha kolay bir şey herhalde… Herhalde. Ama onu ben bilemem!
“BÜYÜKBABAMIN GÖRÜNÜŞÜ SERTTİ, KORKARDIK”

Peki büyükbabanla ilgili anıların?
Onunla ilgili çok güzel anılarım var. Torunlar arasında en şanslı bendim. Yan yana oturuyorduk. Annemin çalıştığı veya rahatsızlandığı dönemlerde onlarda kaldım.


Konumu gereği otoriter miydi?
Görünüşü biraz sertti. Korkardık. Ama bağırıp çağırıp gürlediğini hiç görmedim. Babam daha çok bağırmıştır bana. Dedem her dediğini yaptırırdı ama çok şefkatliydi. Uyurken yanıma yatırır kitap okuturdum.
Peki anneannen? O hanedandan gelmiyor…
Ama o da Alman olduğu için bir disiplini vardı tabii. O ev çok düzenliydi. Bir sofra düzenimiz vardı, yemek saati geldi mi herkes tam saatinde yemeğe otururduk. Kollar masaya konmaz, ağız şapırdatılmaz, izin alınmadan kalkılmaz… Ama o günleri hep sıcacık bir sevgiyle anarım.sabah


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

istatistik